Son 20 yılda teknoloji sayesinde insanlık müthiş bir ilerleme kaydetti. Artık Mars’a gidebilecek uzay araçları yapabiliyor, sürücüsüz çalışacak arabalar üretebiliyor ve beynimizin komutlarını bilgisayara aktarabilecek çipler geliştirebiliyoruz.
Teknoloji alanındaki tüm bu ilerlemelere rağmen sosyal ve ekonomik alandaki fırsat eşitsizliği halen çözmemiz gereken en önemli problem olarak duruyor. Sosyal ve ekonomik alandaki bu problemin en temel sebebi ise 5-18 yaş arası öğrencilerin eğitiminde var olan fırsat eşitsizliği.
Eğitimde eşit fırsatlara sahip olmayan öğrenciler sosyal ve ekonomik hayata da oldukça dezavantajlı bir biçimde başlıyor. Bu dezavantajlı durumun engellenmesi ve eğitimde var olan fırsat eşitsizliğinin azalması için her öğrencinin seviyesine ve öğrenme alışkanlıklarına uygun iyi öğretmenlere ve bu öğretmenlerin kaynaklarına erişiminin demokratikleşmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bu koşulların ancak her öğrenci ve öğretmene teknoloji odaklı ikinci bir okul yaratılarak sağlanabileceğini düşünüyoruz. Bu kapsamdaki ilk çalışmamız ise Voltran. Öğrencilerin üniversite sınavına hazırlık özelinde iyi öğretmenlere ve bu öğretmenlerin farklı tipteki kaynaklarına erişebilmesi oldukça zor. Bu açıdan bakıldığında "Hayattaki en büyük şans iyi bir öğretmene denk gelmektir" sözü maalesef doğru. Voltran ilk aşamada bu durumu şans olmaktan çıkarmak ve üniversite sınavına hazırlık özelinde bu problemleri çözmek için yola çıktı. Her öğrenci ve öğretmenin hak ettiği 2.okulu yaratma yolunda bizi yalnız bırakmayacak herkese şimdiden teşekkürler.
5 KİŞİ
1 HİKAYE
Biz ekip olarak her öğrenciye teknoloji odaklı ikinci bir okul yaratmak için yola çıktık. Dolayısıyla Voltran bizim için bir şirket ya da üründen ziyade bir görev ve bir hikaye.
Voltran bir görev; çünkü eğitimde var olan fırsat eşitsizliğinin çözülmesi gereken en önemli sorunlardan biri olduğu ve bunun ancak her öğrenciye teknoloji odaklı ikinci bir okul sağlanarak çözülebileceği görevine olan inancımız Voltran’ın temelini oluşturuyor. Voltran aynı zamanda da bir hikaye, ancak bunun sadece bizim değil aynı zamanda tüm öğrenci ve öğretmenlerin hikayesi olmasını istiyoruz. Çünkü biz Voltran’da hem öğretmenlerin öğrencilere, hem de öğrencilerin iyi öğretmenlere erişimini demokratikleştirmeyi amaçlıyoruz.
İnanıyoruz ki, bunu yaparsak öğretmenler kendi hikayelerini öğrencilere anlatabilir ve bilgi meşalesini gelecek nesillere aktarabilirler. Aynı şekilde diğer taraftan öğrenciler de kendi hikayelerini yaratabilir ve sosyo-ekonomik engellere takılmadan kendi yollarını oluşturabilirler. Türkiye’deki herkesin hak ettiği kaliteli eğitime ulaşabildiğinde neler olacağını bir düşünsenize! İşte çekirdek ekip olarak bu düşüncelerle Voltran’ı yarattık ve aynı hayali paylaştık: Bundan 10 yıl sonra çocuklarımıza Türkiye’deki her öğrencinin ikinci okulunu nasıl yarattığımızın ve eğitim ortamını nasıl değiştirdiğimizin hikayesini anlatacağız.